İçerik
Bilgi (fiil)
eski yazılı heceleme
Yürütme (fiil)
Zorla değil, bir şeyi sürdürmek, empoze etmek veya yürürlüğe koymak. 17 denincic.
"Yasayı uygulamak için polis orada."
Yürütme (fiil)
Güç veya kuvvet vermek; onaylamak, vurgulamak. 15'ten itibarenincic.
"Mağdur, iddia edilen faile karşı kanıtlarını uygulayabildi."
Yürütme (fiil)
Fazladan birlikler, tahkimatlar vb. İle güçlendirme (kale, kasaba vb.) 14inci-18incic.
Yürütme (fiil)
Yoğunlaştırmak için, daha güçlü hale getirmek için kuvvet uygulayın. 14inci-18incic.
Yürütme (fiil)
Kendini zorlamak, çok çalışmak. 14inci-17incic.
Yürütme (fiil)
Zorlamak, mecbur etmek (birisi veya bir şey); zorlamak. 16’danincic.
Yürütme (fiil)
Zorla yapmak veya kazanmak; zorlamak.
"Bir geçişi zorlamak"
Yürütme (fiil)
Şiddet ile harekete geçmek veya eyleme geçmek; sürmek.
Yürütme (fiil)
Güç vermek; güçlendirmek için; canlandırmak; enerji ile dürtmek için.
"Argümanları veya istekleri zorlamak için"
Yürütme (fiil)
Kışkırtmak; sert katlamak; çok fazla stres koymak.
Yürütme (fiil)
Kanıtlamak; evince.
zorlamak
Üzerine güç koymak; zorlamak; sınırlamak için; zorlamak; gibi, komutlara itaat etmek için.
zorlamak
Zorla yapmak veya kazanmak; zorla almak; gibi, bir geçişi zorlamak için.
zorlamak
Şiddet ile harekete geçmek veya eyleme geçmek; sürmek.
zorlamak
Güç vermek; güçlendirmek için; canlandırmak; enerji ile dürtmek; bağımsız değişkenleri veya istekleri zorlamak için.
zorlamak
Yürürlüğe koymak için; yürürlüğe girmesine neden olmak; Etkisi vermek; kuvvet ile yürütmek; gibi, yasaları uygulamak için.
zorlamak
Kışkırtmak; sert katlamak; çok fazla stres koymak.
Yürütme (fiil)
Zorla denemek için.
Yürütme (fiil)
Kanıtlamak; evince.
Yürütme (fiil)
Güçlendirmek için; güçlü olmak için.
Yürürlük (isim)
Güç; dayanımı; güç.
Yürütme (fiil)
kanun ve kurallara uyulmasını sağlamak;
"Kuralları herkese uygula"
Yürütme (fiil)
belirli bir şekilde davranmaya zorlamak;
"Sosyal ilişkiler nezaket getirir"